Tansiyon hastaları için oruç tutma kararı, hastalığın kontrol altında olup olmadığına göre şekillenir. Doktor onayıyla ve ilaç düzeni uygun olan kişiler genellikle oruç tutabilir.
Tansiyonun düzenli seyretmesi, ek hastalık bulunmaması ve tedaviye uyum sağlanması çok önemlidir. Uzun etkili ilaçlar kullanılıyorsa, doktor tavsiyesiyle iftar ve sahur vakitlerinde alınacak şekilde doz ayarlanabilir. Gün içinde tansiyon yükselmesi veya düşmesi riskine karşı dikkatli olunmalıdır. Baş dönmesi, aşırı yorgunluk, çarpıntı veya şiddetli baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkarsa bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekebilir. Oruç tutan kişinin bol sıvı alması, tuzu azaltması ve beslenmesine özen göstermesi tansiyonu dengelemeye yardımcı olur. Her durumda doktor görüşü almak en güvenli yoldur.
HANGİ TANSİYON HASTALARI ORUÇ TUTMAMALIDIR?
Tansiyon değerleri kontrol altında olmayan, çok oynak seyreden ya da günde birden fazla ilaç kullanmak zorunda kalan hastaların oruç tutması genellikle önerilmez. Günde birkaç doz ilaç almak zorunda kalanlar, ilaç saatlerini oruca göre düzenleyemezse tedavi aksayabilir. Ayrıca kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği veya diyabet gibi ek rahatsızlıklara sahip tansiyon hastaları da uzun süre susuz ve aç kaldığında olumsuz etkilenebilir. İdrar söktürücü ilaç kullananlar sıvı kaybı yaşayacağı için risk altında görülür. Yüksek tansiyon henüz dengelenmemişse oruca devam etmek tehlikeli olabilir. Sağlığı korumak esastır; bu nedenle doktor “oruç tutma” tavsiyesinde bulunmuşsa buna mutlaka uyulmalıdır.
TANSİYON HASTALARI ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Tansiyon hastaları ilaç saatlerine sadık kalmaya özen göstermelidir. Doktorun önerdiği dozlar iftar ve sahur vakitlerinde düzenli olarak alınmalıdır. Susuz kalmamak için iftardan sahura yeterli miktarda su tüketmek önem taşır. En az 2 litre su içilmesi tavsiye edilir. Yemeklerde tuzu sınırlamak, turşu, salamura veya çok tuzlu peynir gibi ürünlerden uzak durmak gerekir. İftar ve sahur öğünlerinde yağlı ve ağır yemekler yerine daha hafif, sebze ve protein ağırlıklı besinler tüketilmelidir. İftarda yavaş ve kontrollü bir şekilde beslenmek tansiyonda ani dalgalanmaları önler. Baş dönmesi, halsizlik ya da kalp çarpıntısı gibi durumlar yaşanırsa sağlık kuruluşuna danışmak gerekebilir.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTMADAN ÖNCE DOKTOR KONTROLÜNDEN GEÇMELİ Mİ?
Uzmanlar, tansiyon dengesini korumak için oruç öncesinde mutlaka doktora görünmeyi önerir. Bu kontrol, hastanın tansiyon değerlerini inceler ve ilaç düzeninin Ramazan’a uygun olup olmadığına bakar. Gerekli hallerde doz ayarlaması yapmak veya ek tetkikler istemek söz konusu olabilir. Hastanın tansiyonu gün içinde çok değişken seyrediyorsa ya da farklı kronik hastalıkları varsa doktor, oruç tutmayı sakıncalı bulabilir. Düzenli aralıklarla tansiyon ölçümü yapmak, var olan problemleri erkenden tespit etmeye yardımcı olur. Ramazan’dan önce kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon, oruç sırasında risk oluşturabilir. Sağlığı korumak adına doktordan onay almadan oruca başlamak önerilmez.Günümüzde kullanılan pek çok tansiyon ilacı, günde bir veya iki doz şeklinde planlanabilir. Doktorlar, bu ilaçları iftar ve sahur vakitlerine göre ayarlamayı tercih eder. Günde tek dozluk ilaç kullananlar için dozu iftar veya sahur sonrasına kaydırmak mümkündür. Günde iki doz alanlar ise sabah dozunu sahurda, akşam dozunu iftarda alarak düzenleme yapabilir. İdrar söktürücü ilaç kullanan hastalarda genellikle bu ilacın akşam vakitlerinde alınması önerilir. Böylece gece boyunca su içerek vücuttan atılan sıvı telafi edilebilir. Tüm bu değişiklikler mutlaka doktor gözetiminde yapılmalıdır. Aksi halde doz atlamak veya kafaya göre düzen değiştirmek tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
TANSİYON HASTASI ORUÇLUYKEN İLAÇ ALABİLİR Mİ?
Ağızdan ilaç almak orucu bozar. Bu nedenle gün içinde ilaç almak zorunda kalan tansiyon hastaları, oruç tutma kararı verirken iki kere düşünmelidir. Doktor “günde öğlen de hap içilmeli” diyorsa oruca devam etmek uygun değildir. İslam dini, sağlığı riske atmayı doğru bulmaz. Gün ortasında tansiyon krizi geçiren bir hastanın dilaltı hapına ihtiyaç duyması, orucun bozulmasına sebep olur. Bu gibi acil durumlarda orucu bozmaktan çekinilmemesi gerekir. İleride uygun bir zamanda kaza yapmak mümkündür. Tedavisi gündüz ilaç almayı gerektirmeyen tansiyon hastaları, uzun etkili ilaç düzeniyle iftar ve sahur vakitlerinde haplarını kullanarak oruca devam edebilir.
ORUÇ TUTAN TANSİYON HASTASI ACİL DURUMDA NE YAPMALI?
Oruç esnasında kan basıncının aniden yükselmesi veya düşmesi ciddi sorunlara yol açabilir. Şiddetli baş ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı veya baş dönmesi gibi belirtiler ani tansiyon dalgalanmasının habercisidir. Acil durumda hastanın sağlığı önde gelir. Bu yüzden orucu sürdürmek yerine gerekli ilaçları almak ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. İslam dininde zaruret halinde oruç bozulabilir ve bu durum daha sonra kaza edilebilir. Bilinç bulanıklığı veya bayılma riski varsa hemen 112 aranmalıdır. Tedavinin geciktirilmesi, kalıcı hasarlara neden olabilir. Bu nedenle acil durumlarda oruç düşünülmemeli, önce sağlığın korunmasına odaklanılmalıdır.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTAMAZSA NE YAPMALI?
Oruç tutmak tansiyon hastalığı olan bazı kişiler için fazla riskli olabilir. Sağlık durumu el vermeyenler, İslam dini kurallarına göre oruç tutmakla yükümlü sayılmaz. Doktor “kesinlikle oruç tutma” derse ibadet ertelenebilir. Geçici bir hastalık söz konusuysa, Ramazan sonrası kaza orucu tutulabilir. Hastalık kronik ve kalıcıysa, fidye vererek bu sorumluluk yerine getirilebilir. Fidye, Ramazan’da tutulamayan her gün için fakir bir kimseyi doyuracak miktarda maddi destektir. Bu uygulama, Kur’an-ı Kerim ve Diyanet’in fetvalarıyla açıklanmıştır. Fidye imkanı olmayan, maddi gücü kısıtlı kişiler ise vicdanen rahat olabilir. Din, hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.Oruç tutmak, bazı tansiyon hastalarında olumlu etkiler gösterebilirken bazılarında tam tersi sonuçlar doğurabilir. Tansiyonu kontrol altındaki hastalar, oruç sırasında az tuzlu beslenip düzenli ilaç kullanarak kan basıncını sabit tutabilir. Ramazan’da öğün sayısı azalır ve aşırı kalori alımı kısıtlanırsa kilo verme ihtimali yükselir. Kilo kaybı tansiyon değerini de olumlu etkiler. Ancak uzun süren açlık ve susuzluk, özellikle sıcak havalarda sıvı kaybını artırabilir. Bu durum ani tansiyon düşmelerine veya yükselmelerine neden olabilir. Oruçlu kaldığı zaman baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı veya çarpıntı hisseden bireyler, mutlaka bir doktorla iletişim kurmalıdır. Her bünyede farklı sonuçlar ortaya çıkabilir.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTTUĞUNDA TANSİYONU YÜKSELİR Mİ?
Oruç sırasında uzun süre susuz kalmak, tansiyon değerini yükseltebilen bir faktördür. Vücut susuz kaldığında damarlar büzüşebilir, adrenalin salgısı artabilir ve kan basıncı yükselebilir. Tuz tüketiminin kontrolsüz olması da yüksek tansiyona yol açabilir. Gün içinde stres veya ani duygu değişimleri yaşayan kişilerde oruç tansiyon artışını tetikleyebilir. Bununla birlikte her hasta için aynı durum geçerli değildir. Bazı tansiyon hastaları, ilaç ve diyet tedavisini aksatmadan oruç tuttuğunda kan basıncının dengelendiğini bildirmiştir. Kişiden kişiye değişen bu tablo, doktorun yönlendirmesiyle takip edilmelidir. Oruç sırasında düzenli tansiyon ölçümleri yapmak oluşabilecek riskleri en aza indirir.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTARKEN NASIL BESLENMELİ?
Tansiyon hastaları, Ramazan döneminde az tuzlu ve dengeli öğünler planlamalıdır. İftarda aşırı yağlı veya aşırı tuzlu gıdalara yüklenmek tansiyon dalgalanmalarına yol açar. Çorba gibi hafif başlangıçlarla iftara başlamak, mideyi yormadan vücudu uyandırır. Zeytinyağlı sebzeler, ızgara veya haşlama yöntemleriyle pişmiş etler ve tam tahıllı ekmekler önerilir. Sahurda tok tutan, protein ağırlıklı besinlere öncelik verilebilir. Tuzsuz veya az tuzlu peynir, yumurta ve yoğurt bu açıdan faydalıdır. Aşırı şekerli tatlılar yerine hafif sütlü tatlılar tercih edilebilir. Çok demli çay ve kahve idrar söktürücü etki yaparak susuzluk hissini artırabilir. İftardan sahura kadar yeterli su içmek tansiyon kontrolünü kolaylaştırır.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTARKEN NE KADAR SU İÇMELİ?
Tansiyon problemi olanlar için sıvı dengesi kritik öneme sahiptir. Uzmanlar genellikle iftar ile sahur arasında 2 ila 2,5 litre su içilmesini önerir. Sıcak havalarda veya daha fazla ter kaybı yaşayan bireylerde bu miktar 3 litreye kadar çıkabilir. Su alımını tek seferde aşırı miktarda yapmak yerine, iftar sonrası ve sahur öncesi zamana yaymak daha sağlıklıdır. Yavaş yavaş ve aralıklı olarak içilen su, vücudun nem dengesini korur. Sahurda en az 2-3 bardak su tüketmek, gün içindeki susuzluk hissini azaltır. Çay veya kahve yerine su, ayran ya da bitki çayı gibi sıvılarla destek sağlanabilir. Bu basit tedbirler tansiyon dengesini korumaya yardımcı olur.Düşük tansiyon (hipotansiyon) sorunu yaşayanlar da uzun süre aç ve susuz kalırken dikkatli olmalıdır. Oruç, zaten düşük seyreden tansiyonu daha da düşürebilir. Bu durum baş dönmesi, halsizlik, baygınlık hissi ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir. Doktor onayına rağmen oruç tutarken öğle saatlerinde aşırı yorgunluk veya göz kararması yaşanıyorsa risk artar. Gündüz fazla efor sarf etmek, sıcak hava koşullarında dolaşmak veya yetersiz sıvı almak düşük tansiyonlular için zorlayıcıdır. İftarda dengeli beslenmek, sahurda yeterince su ve hafif tuz alımı yapmak denge sağlar. Buna rağmen kalıcı zorluk yaşanıyorsa oruca ara vermek ve daha sonra kaza etmek dinen mümkündür.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTARKEN EGZERSİZ YAPABİLİR Mİ?
Oruçlu halde ağır egzersiz yapmak, tansiyon değerlerinde ani değişikliklere yol açabilir. Uzun süre aç ve susuz kalmak vücudu zaten zorlarken bir de yoğun fiziksel efor eklemek tehlikeli olur. Gün içinde sıcak saatlerde spor yapmak baş dönmesi, aşırı terleme ve tansiyon düşmesi riski yaratabilir. Daha hafif tempolu yürüyüşler veya nefes egzersizleri tercih edilebilir. En güvenli yöntem, iftardan sonra hafif bir yürüyüş yapmaktır. İftarla birlikte vücudun sıvı ve besin ihtiyacı bir ölçüde karşılandığı için tansiyon hastaları daha rahat hisseder. Eğer egzersiz sırasında yorgunluk, çarpıntı veya bayılma hissi belirirse hareketi kesmek ve dinlenmek gerekir.
TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTARKEN AŞIRI HALSİZ HİSSEDERSE NE YAPMALI?
Şiddetli halsizlik, baş dönmesi, soğuk terleme veya tansiyon dengesizliği hissedildiğinde öncelik sağlığın korunmasıdır. Aşırı halsizlik, vücudun oruç koşullarına uyum sağlayamadığı sinyalini verebilir. Bu durumda istirahat etmek ve hareketi kısıtlamak gerekir. Dinlenmeye rağmen belirtiler artıyorsa, tansiyon ölçümü yapılması faydalı olur. Büyük tansiyon çok düştüyse ya da çok yükseldiyse kritik bir tablo ortaya çıkabilir. Özellikle bayılma veya bilinç bulanıklığı yakınsa orucu bırakmak ve su gibi temel ihtiyaçları hemen karşılamak gerekir. Oruç bozulduğunda sağlık riski azaldıktan sonra kaza orucu tutulabilir. İslam dini, kişinin hayati tehlike durumlarında orucu sürdürmesini şart koşmaz.
YAŞLI TANSİYON HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
İleri yaştaki tansiyon hastaları için oruç tutmak genellikle daha dikkatli değerlendirme gerektirir. Yaşlılarda çoğunlukla kalp veya böbrek gibi başka sorunlar bulunur. Uzun süre susuz kalmak veya ilaç saatlerini aksatmak, bu kişilerde ciddi dengesizliklere yol açabilir. Yine de tüm yaşlılar için genel bir yasak yoktur. Eğer tansiyon ve diğer rahatsızlıklar tam anlamıyla kontrol altındaysa ve doktor sakınca görmüyorsa oruç tutulabilir. Susuz kalma riski ve böbrek fonksiyonlarının durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Nefes darlığı, yorgunluk ya da kalp çarpıntısı sık yaşanıyorsa oruç yerine fidye seçeneğine başvurmak mümkündür. Bakara suresi 184. ayet, gücü yetmeyen yaşlılar için kolaylık sunar.Ramazan boyunca tansiyon hastaları olası uyarı işaretlerini yakından izlemelidir. Şiddetli baş ağrısı, ense bölgesinde zonklama, göğüs ağrısı, çarpıntı ya da nefes darlığı, tansiyon yükselmesinin habercisi olabilir. Baş dönmesi, göz kararması, soğuk terleme ve aşırı halsizlik ise düşen tansiyona işaret eder. Bilinç bulanıklığı, görme kaybı veya konuşma güçlüğü gibi nörolojik belirtiler acil müdahale gerektirir. Ciddi susuzluk belirtileri (koyu renkli idrar, kurumuş dil, aşırı susama) de böbrek fonksiyonlarını riske atabilir. Bu durumda oruç bozulup sıvı alımı yapılmalıdır. Sağlığı koruma prensibi gereği, beklenmedik bir belirti görüldüğünde en hızlı şekilde doktora başvurmak hayat kurtarır.
TANSİYON HASTASI SAHUR YAPMADAN ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
Sahur öğününü atlamak tansiyon hastaları için büyük bir risk oluşturabilir. Zaten uzun olan açlık süresi daha da artar ve gün içinde kan basıncı düşüp halsizlik ortaya çıkabilir. Sahur, gün boyu vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayan en önemli öğündür. Ayrıca sabah alınacak ilaçların düzeni için de sahur kritik rol oynar. Sahura kalkılmadığında ilaçlar uygun saatte alınamayabilir. Bu durum tansiyonun dalgalanmasına sebep olur. Sahurda yeterli miktarda su içmek, hafif ve tok tutan yiyecekler tüketmek önemlidir. Protein içeriği yüksek besinler ve dengeli beslenme, oruç gününün daha rahat geçmesine yardımcı olur. Sağlıklı bir Ramazan için sahur yapılması tavsiye edilir.
ORUÇ TUTMANIN TANSİYON HASTALARINA BİR FAYDASI VAR MI?
Oruç doğru şekilde uygulanırsa tansiyon hastalarına bazı yararlar sağlayabilir. Gün içinde kalori alımının kısıtlanması kilo kontrolüne destek olur. Fazla kiloların verilmesi, kan basıncının dengelenmesine katkı sunar. Az tuzlu beslenmeye özen gösterilirse tansiyon seviyesinde olumlu değişiklikler gözlemlenebilir. Ramazan’da manevi iklimin ve stresin azalmasının da tansiyon üzerinde rahatlatıcı etkileri olduğu bilinir. Ayrıca sigara kullanımı bırakıldığında tansiyon değerlerinde düzelme görülür. Yine de her hasta için durum farklıdır. İlaçlarını aksatan veya yeterli sıvı almayan bireylerde komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Fayda görmek için mutlaka doktorun hazırladığı ilaç ve beslenme önerilerine riayet etmek şarttır.
DİYANET'E GÖRE TANSİYON HASTASI ORUÇ TUTMALI MI?
Diyanet İşleri Başkanlığı, oruç tutmanın sağlık açısından risk teşkil ettiği durumlarda kişinin oruç tutmamasının dinen uygun olduğunu belirtir. Kur’an-ı Kerim’de hasta veya yolcu olanların daha sonra tutamadığı oruçları kaza etmesi öngörülür. Doktor “oruç sağlığı tehlikeye sokar” diyorsa, tansiyon hastası oruçtan muaf tutulur. Hastalık geçiciyse Ramazan dışında tutulamayan günlerin kazası yapılabilir. Hastalık kalıcı ve iyileşme umudu yoksa fidye verilmesi yeterli sayılır. Fidye, oruç tutamayan kişinin yerine bir yoksulu doyuracak miktarda maddi yardımdır. Diyanet, sağlık riski varsa ibadetin ertelenmesini veya fidye ile telafi edilmesini tavsiye eder. Sağlık her şeyden önce gelir.