Sapanca Gölü’nde su seviyesinin düşmesiyle yeniden görünür hale gelen mozaikli tarihi yapının, şapel veya kilise olabileceği tahmin ediliyor.
Kentte su seviyesinin düşmesiyle, Sakarya ve Kocaeli'nin içme suyu kaynağı Sapanca Gölü’nde yeniden gün yüzüne çıkan ve üzerinde mozaikler bulunan tarihi yapı ile ilgili belirsizlik sürerken, Sakarya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Doktor Görkem Işık değerlendirmelerde bulundu.
Işık, kalıntının büyük olasılıkla Geç Antik Çağ’a (4-6’ncı yüzyıl) ait dini nitelikli bir şapel veya küçük bir kilise olduğunu söyledi. Gölde su çekilmesiyle önce taş temellerin, ardından bir bölümünde mozaiklerin ortaya çıktığını belirten Işık, mozaiklerin yapım tekniğinin tarihlendirme açısından önemli olduğunu ifade ederek, “Geç Antik Çağ dediğimiz 4’üncü ile 6’ncı yüzyıl arasına tarihlendirebiliriz. Hem mozaiklerin yapım tekniği hem de süsleme özellikleri bu dönemi işaret ediyor” dedi.
İZNİK GÖLÜ'NDEKİ BAZİLİKA İLE BENZERLİK GÖRÜLÜYORYapının dini nitelikli olduğunun güçlü olasılık olduğunu söyleyen Işık, göl kıyısındaki konumuyla da İznik Gölü’nde ortaya çıkarılan bazilika ile benzerlik gösterdiğini kaydetti. Kalıntının neden bugün su altında kalan bir noktada inşa edildiğiyle ilgili de konuşan Işık, su seviyesinin tarihsel süreçte değiştiğini hatırlattı:
“Bu yapıların inşa edildiği dönemlerde Sapanca Gölü’nün su seviyesi daha gerideydi. Yapıyı kıyıya yakın bir noktaya yaptılar ve orada kalacağını düşündüler. Zamanla su yükseldi ve yapı su altında kaldı. Bu doğal bir süreç.”
ANA MEKAN MOZAİKLİ BÖLÜMYerel halkın geçmişte de benzer çekilmeler yaşandığını hatırlattığını aktaran Işık, su seviyesindeki dönemsel değişimin olağan olduğunu ifade etti.
Adacık üzerinde yalnızca bir odada mozaik bulunmasına ilişkin konuşan Işık, mozaikli alanın ana ibadet bölümü olabileceğini belirterek, “Tek başına konut olma ihtimali düşük. Büyük olasılıkla küçük bir şapel, manastır parçası ya da küçük boyutlu bir kilise'' dedi.
Yapının yakınlardaki Bizans dönemine ait diğer yerleşimlerle, özellikle Kurtköy’deki Bizans kalesiyle bağlantılı olabileceği de dile getirildi. Kalıntının kent için önemine de değinen Işık, “Sakarya, büyük merkezlere yakınlığı nedeniyle tarih boyunca çok büyük yerleşimlere sahne olmadı. Bu yüzden var olan az sayıdaki kültürel mirasın korunması ve turizme kazandırılması çok değerli” dedi.
KAZILARA YAĞIŞ ENGELİIşık, adacıkta başlatılan kurtarma kazılarının durmasıyla ilgili ise “Sonbahardayız, zemin çok ıslak. Yağmur yağdığında çalışmak imkansız hale geliyor. Bu teknik bir ara. Bahar veya yaz aylarında su seviyesi elverişli olursa kazılara devam edilir” ifadelerini kullandı.