PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Diyanet'e göre parkinson hastaları oruç tutabilir mi?

Parkinson hastaları için oruç tutmanın uygunluğu, hastalığın seyri, ilaç kullanımı ve kişinin genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlıdır.

PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Parkinson, beyindeki dopamin seviyelerinin azalmasıyla ortaya çıkan bir nörolojik rahatsızlıktır. Bu nedenle düzenli ilaç kullanımı çok büyük önem taşır. Oruç tutulduğunda, ilacı gün içinde almak gerekebileceğinden tedavi aksayabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı, sağlık açısından sakıncalı durumlarda oruç tutmamanın uygun olduğunu belirtir. Doktorlar, Parkinson hastalarının ilaç saatlerini iftar ve sahura göre ayarlamasını önerir. Bu şekilde oruç tutma ihtimali değerlendirilebilir. Yine de doktor onayı olmadan karar verilmesi tavsiye edilmez. Çünkü hastalığın evresi ve ilacın etki süresi kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Tedavinin aksamaması hayati öneme sahiptir. Bu noktada, hastalık belirtilerinin gün içinde kontrol altında tutulması ve olası yan etkilerin en aza indirilmesi için uzman görüşü alınması gerekir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTARKEN İLAÇ KULLANIMI NASIL OLMALI? Parkinson hastaları için ilaçların düzenli ve zamanında alınması büyük önem taşır. Oruç esnasında gün içinde gıda ve sıvı alımı kısıtlı olduğundan ilaç saatleri iftar ve sahura kaydırılabilir. Ancak bu değişiklik yapılırken mutlaka nöroloji uzmanına danışılması gerekir. İlaçların etkisi ve dozu, yemek yeme zamanlarına göre şekillenebilir. Bazı ilaçlar aç karnına, bazıları ise tok karnına alınmalıdır. Gün boyu ilaç alamamak titreme, hareket yavaşlaması ve kas sertliği gibi belirtileri artırabilir. Oruç süresi boyunca bu belirtilerin yönetilebilmesi için doktor, ilacın doz aralıklarını yeniden düzenleyebilir. Bu düzenleme yapılırken iftarla sahur arasındaki saatler göz önüne alınır. Doktor ve eczacı iş birliği, tedavinin olumsuz etkilenmesini önlemeye yardımcı olur. PARKİNSON HASTALARININ ORUÇ TUTMASI KONUSUNDA DOKTORLAR NELER ÖNERİYOR? Parkinson hastaları oruç tutmayı planladığında doktorlar, öncelikle kapsamlı bir muayene ile hastalığın seyrini ve ilaç ihtiyacını değerlendirir. Tetkik sonuçlarıyla birlikte oruç tutmanın getireceği riskler göz önünde bulundurulur. Eğer kişi düzenli ilaç alması gereken bir evredeyse, doktor genellikle ilaç saatlerinin iftar ve sahura göre nasıl ayarlanacağını belirler. Bunun yanı sıra, susuz kalma süresinin uzaması kan basıncında dalgalanmalara neden olabilir. Doktorlar, sıvı alımının iftar ve sahur arasında artırılmasını önemle vurgular. Ayrıca bazı doktorlar, hastaların gün içinde istirahat etmesi ve stresten uzak durması gerektiğini hatırlatır. Oruç sırasında halsizlik veya şiddetli titreme yaşanırsa, doktorlar oruç tutmayı ertelemenin daha sağlıklı olabileceğine işaret eder.
Parkinson hastaları, oruç döneminde yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterir. İftarla sahur arasına dağıtılan öğünler, protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral bakımından dengeli olmalıdır. Lifli gıdalar sindirimi kolaylaştırır ve kabızlık sorununu azaltır. Bu nedenle iftar ve sahur menülerine sebze, meyve ve tam tahıllı ürünler eklenir. Aynı zamanda sıvı tüketimi oldukça önem taşır. Sahurda, gün boyu açlık süresince vücudun ihtiyaç duyacağı su miktarını karşılamak için yeterli miktarda su içilmelidir. Diyanet ve doktor görüşleri, sağlığın öncelikli olduğunu vurgular. Besin alımı ve ilaç kullanımının uyumlu olması gerekir. Şeker, tuz ve yağ oranı yüksek besinlerden kaçınmak da faydalı olabilir. Ayrıca iftarda birden yüklenme yerine, yavaş ve kontrollü yemeye dikkat edilir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTARKEN HANGİ RİSKLERİ TAŞIR? Parkinson hastaları oruç tutarken ilaç rejiminin aksaması, halsizlik, kaslarda katılık ve hareket yavaşlaması gibi sorunlarla karşılaşabilir. Uzun açlık süresi, kan şekerinin düşmesine ve bu durumun belirtilerini şiddetlendirmeye neden olabilir. Susuz kalma, tansiyon dalgalanmalarını artırabilir ve baş dönmesi, düşme riskini yükseltebilir. Bazı hastalar, gece saatlerine kaydırılan ilaç alımları sebebiyle uyku düzeninde bozulma yaşayabilir. Ayrıca hastalığın ilerleme seviyesine göre sindirim problemleri de ortaya çıkabilir. Bu risklerin en aza indirilebilmesi için doktorun onayı ve takibi önemlidir. Vücutta aşırı yorgunluk veya titremelerin artması, orucun sağlığı olumsuz etkileyebileceği anlamına gelebilir. Bu nedenle, her hasta kendi özel durumuna göre değerlendirilmelidir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ SÜRESİNCE NELERE DİKKAT ETMELİDİR? Parkinson hastaları oruç süresince ilaç saatleri, beslenme düzeni ve dinlenme programına dikkat etmeye özen göstermelidir. İftar ve sahur arasında yeterli miktarda su tüketilmeli, vücudun susuz kalması önlenmelidir. Doktor tarafından düzenlenmiş ilaç saatlerine mutlaka uyulmalıdır. Gün içinde enerjiyi korumak ve bitkinliğin önüne geçmek için ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılması önerilir. İftar sonrası hafif yürüyüşler veya egzersizler, dolaşımı destekleyebilir. Eğer mide bulantısı, şiddetli titreme veya aşırı halsizlik gibi belirtiler artarsa tıbbi müdahale gerekebilir ve orucun ertelenmesi gündeme gelebilir. Diyanet kaynakları da hastalık durumlarında orucu ertelemenin veya muaf olmanın dini bakımdan mümkün olduğunu belirttiği için bu konuda hassas davranmak faydalıdır. PARKİNSON HASTALARI ORUÇLA İLGİLİ DİNİ GÖRÜŞLERDE NEYE DİKKAT ETMELİ? Diyanet ve diğer dini otoriteler, sağlık sorunları olan kişilerin oruç ibadetinde kolaylaştırıcı hükümlerin bulunduğunu belirtir. Parkinson hastalığı gibi kronik rahatsızlıklarda doktor onayı olmadan uzun süreli açlık ve susuzluk tavsiye edilmez. Eğer oruç tutmak hastalığı olumsuz etkiliyorsa veya ilaç alımını imkânsız hâle getiriyorsa, dinen oruç muafiyeti gündeme gelebilir. Böyle bir durumda, mümkünse fidye verilmesi gibi dini hükümler uygulanır. Kişinin sağlığı ciddi risk altındaysa, oruç ertelenebilir veya tutulmayabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı da bu konuda açıklamalar yapar. Bu açıklamalarda, kişinin öncelikle sağlık durumunu koruması gerektiği vurgulanır. Kısacası, doktor onayı ve dini görüşler birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.
Parkinson hastaları, doktor onayından sonra oruç tutmanın sağlık açısından sakıncalı olduğunu öğrenebilir. Bu durumda, dinen muafiyet mümkün olabilir. Kişi, hastalığı nedeniyle oruç tutamayacak durumda ise fidye verebilir veya durumu düzeldiğinde kaza orucu tutabilir. Diyanet, bir hastalığın iyileşme ümidi yoksa ya da oruç sağlığı tehlikeye atıyorsa oruç tutmamanın dinen mümkün olduğunu belirtir. Oruç ibadeti, kişinin gücü dâhilinde yapılması gereken bir sorumluluktur. Hastalığın ilerlemesi veya ilaç kullanımının aksaması tehlikeli sonuçlar doğurabiliyorsa oruç ertelenebilir. Böylece hem dinî sorumluluk bilinçli şekilde yerine getirilir hem de sağlık korunmuş olur. Burada önemli olan, doktorun sağlıkla ilgili net tavsiyesini almaktır. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTARKEN BAŞKALARINDAN YARDIM ALMALI MI? Parkinson hastaları, hareket kısıtlılığı ve titreme gibi semptomlar nedeniyle günlük işlerde desteğe ihtiyaç duyabilir. Oruç döneminde uzun süreli açlık ve susuzluk, halsizlik ve enerji kaybı yaşanmasına yol açabilir. Bu yüzden yemek hazırlama, ilaç saatlerini takip etme ve kişisel bakım gibi konularda güvendiği yakınlardan yardım almak yararlı olabilir. Ayrıca oruç tutarken ani tansiyon düşmeleri veya kas sertleşmeleri meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda başkalarının desteği hayatî önem taşıyabilir. Yardım alınması, oruç ibadetinin daha sağlıklı ve güvenli şekilde sürdürülmesine katkı sağlar. Doktorlar da, Parkinson hastalarının zorlu dönemlerde tek başına kalmamasını önerir. Sağlıklı koşullar oluştuğunda oruç ibadeti daha rahat yerine getirilebilir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ ÖNCESİ VE SONRASI SIVI TÜKETİMİNİ NASIL AYARLAMALI? Parkinson hastaları, vücuttaki su dengesini korumak için iftar ve sahur arasında yeterli sıvı alımı sağlamaya özen göstermelidir. Özellikle oruç öncesi olan sahurda bol su içilmesi, gün içinde oluşabilecek susuzluğu azaltabilir. Sahurda aşırı tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak da sıvı kaybını önler. İftarla sahur arasında belirli aralıklarla su tüketilmesi, vücudun su ihtiyacının dengeli karşılanmasına yardımcı olur. İftarda hızlı şekilde yüksek miktarda su içmek yerine, küçük yudumlarla ve aralıklı olarak sıvı almak daha faydalı olabilir. Eğer doktorun önerdiği başka sıvı takviyeleri varsa, bunları da belirtilen saatlerde kullanmak önemlidir. Susuz kalma, Parkinson belirtilerini şiddetlendirebileceği için düzenli sıvı alımı kritik rol oynar.
Parkinson hastalarında düzenli egzersiz yapmak, kas kuvvetini ve eklem hareketliliğini korumaya yardımcı olur. Oruç tutulduğunda, gün içinde enerjinin korunması ve aşırı eforun önlenmesi gerekir. Bu nedenle hafif egzersizler önerilir. Nefes egzersizleri, yavaş tempolu yürüyüşler veya germe hareketleri, kasların hareketliliğini sürdürür ve kan dolaşımını destekler. İftardan bir süre sonra kısa yürüyüşler yapmak, sindirime de katkı sağlar. Uzun ve yorucu egzersizler ise açlık ve susuzluk süresince riskli olabilir. Doktor veya fizyoterapistin belirlediği güvenli egzersiz programına uygun hareket edilmelidir. Böylece vücut, gün boyunca çok fazla yorulmadan aktif kalabilir. Bu düzenli hafif egzersizler, oruç döneminde de hastaların rahat etmesine katkı sağlayabilir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ DÖNEMİNDE HAREKETLİLİĞİ NASIL KORUMALI? Parkinson hastalarında hareket kısıtlılığı görüldüğünden, oruç döneminde hareketliliğin korunması önemli hale gelir. Uzun süre oturmak veya yatmak kas sertliğini artırabilir. Bu nedenle iftar ve sahur arası kısa, kontrollü yürüyüşler yapmak kasları çalıştırır ve eklemlerin esnek kalmasını sağlar. Gün içinde çok yorucu olmayan faaliyetlerle vücut, hareket kabiliyetini koruyabilir. Dinlenme süreleri sık ve yeterli olmalıdır. Ayrıca titreme ve katılık belirtileri arttığında, kısa masaj veya germe egzersizleri rahatlama sağlayabilir. Doktor ve fizyoterapi önerileri doğrultusunda düzenli hareket planı yapmak faydalı olur. Enerjinin düşük olduğu saatlerde aşırı egzersiz yerine hafif aktiviteler tercih edilir. Bu şekilde oruç dönemi daha az zorlukla geçirilebilir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇLA İLGİLİ EN ÇOK HANGİ SORUNLARI YAŞAYABİLİR? Parkinson hastaları oruç tutarken en sık ilaç saatlerinin aksaması sorunu ile karşılaşır. İlaçların aç veya tok karnına alınması gibi detaylar, oruç süresinde aksamalar yaratabilir. Susuzluk, titremeleri şiddetlendirebilir ve halsizlik hissi artabilir. Beslenme düzeni bozulduğunda kabızlık veya sindirim sorunları gözlemlenebilir. Ayrıca uyku düzeni, sahur ve iftara göre değiştiğinde dinlenme kalitesi düşebilir. Bu da gün içinde halsizlik ve dengesizliklere yol açar. Kan basıncında ani dalgalanmalar meydana gelebilir. Bazı hastalar için ise stres ve kaygı artışı yaşanabilir. Bu nedenle Parkinson hastaları, tüm bu sorunları göz önünde bulundurarak doktor rehberliğinde karar verir.
Parkinson hastaları, oruç süresince vitamin ve mineral eksikliklerini gidermek için beslenme takviyelerinden yararlanabilir. Omega-3 ve B vitamini gibi takviyeler, beyin fonksiyonlarının desteklenmesine yardımcı olabilir. Ancak bu takviyelerin aç veya tok karna alınma saatleri önemlidir. Doktor, bu saatleri iftar ve sahura göre düzenleyebilir. Magnezyum takviyesi, kas kramplarını hafifletebilir. D vitamini, kemik ve bağışıklık sistemi açısından değerlidir. Yine de her takviye her hasta için uygun olmayabilir. Doktorun veya beslenme uzmanının onayı olmadan takviye kullanılmamalıdır. Su ve elektrolit dengesini korumak da önemlidir. Bu nedenle takviyelerin, oruç saatleri dışındaki periyotlarda yeterli sıvı alımı eşliğinde kullanılmasına dikkat edilir. PARKİNSON HASTALARI ORUÇ TUTMASI HAKKINDA DİYANETİN GÖRÜŞÜ NEDİR? Diyanet İşleri Başkanlığı, sağlık durumu elvermeyen hastaların oruç tutmamasının dinen mümkün olduğunu belirtir. Parkinson hastaları gibi düzenli ilaç kullanması gereken kişiler, oruç tutmaları halinde sağlıklarını riske atacaklarsa muaf sayılabilir. Eğer hastalığın iyileşme ihtimali yoksa ve oruç tutulamıyorsa, fidye verilmesi yönünde görüş bildirilir. Bu şekilde hastaların dinî sorumluluklarını bilinçli ve sağlıklı şekilde yerine getirmeleri amaçlanır. Diyanet’in resmî açıklamaları, sağlık sorunlarının ibadetlerde kolaylaştırıcı hükümler getirdiğini açıklar. Parkinson hastalarının durumu, ilaç ihtiyacının aksamaması açısından önemlidir. Bu yüzden doktor tavsiyesi ve kişisel sağlık durumu öncelikli kabul edilir. Her vaka özelinde, inanç ve sağlık dengesi gözetilerek karar verilir.Kaynak: diyanet.gov.tr


Haber Kaynağı