Kehf Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 18. suresidir ve 110 ayetten oluşur. Genellikle Mekke döneminde indiği kabul edilir, ancak bazı âlimler 28. ve 83. ayetlerin Medine'de indiğini belirtir. Düzenli dinleme ya da okuma, kalpteki iman duygusunu canlı tutar ve sureyle içli dışlı olmayı kolaylaştırır.
Asr Suresi, Kur’an-ı Kerim’de bulunan 103. suredir. Üç ayetten oluşur ve Mushaf’taki sıralamada Enfâl suresinden sonra, Hümeze suresinden önce yer alır. Genellikle Mekke’de indiği kabul edilir. Bazı kaynaklarda Medine’de nazil olduğu rivayet edilmiştir; ancak büyük çoğunluk Mekke’de indiği görüşündedir.
Rahman Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 55. suresi olarak bilinir. Mekke döneminde nazil olduğu belirtilir ve toplam 78 ayetten oluşur. Bu sure, “Rahman” kelimesinden ismini alır ve Allah’ın engin merhametini yansıttığı anlatılır. İnsan ve cin topluluklarına hitap eden ayetleriyle dikkat çeker.
Alak suresi, Mekke döneminde inmiş olup Mushaf tertibine göre 96. sırada yer alır. Dini kaynaklarda yer aldığı şekilde 19 ayetten oluşur. Adını, ikinci ayetinde geçen “alak” kelimesinden alır. Bu kelime, insanın yaratılış serüveninde ana rahmindeki asılıp tutunan hâli ifade eder.
Kalem Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 68. suresidir ve 52 ayetten oluşur. Kaynaklarda, Mekke döneminde indirildiği belirtilir. Adını, ilk ayette geçen “kalem” kelimesinden alır. Peygamberlik göreviyle görevlendirilen Hz. Muhammed’in, müşrikler tarafından “mecnun” olarak nitelendirilmesine cevap niteliği taşıdığı ifade edilir. Ayetlerde, yüksek ahlâk vurgusu göze çarpar. Ayrıca, bahçe sahipleri kıssasıyla nimete şükretmemenin sonucu anlatılır.
Vitamin eksikliği olanların oruç tutması konusunda sağlık durumuna göre farklı yaklaşımlar bulunur. Diyanet İşleri Başkanlığı, kişinin sağlık durumunu korumanın önemli olduğunu ve bu konuda uzman görüşü almanın gerekliliğini vurgular.
Tarık suresi, Kur’an-ı Kerim’deki 86. suredir. İnanç esaslarını pekiştiren bir içeriğe sahiptir ve özellikle ahiret inancını güçlendirmeyi amaçlar. İçerisinde 17 ayet bulunur ve kısa olmasına rağmen yaratılış, hesap günü ve Kur’an’ın önemine dair önemli mesajlar taşır.
Hafif baş ağrısı yaşayanlar genellikle oruç tutabilir. Açlıktan kaynaklanan hafif ağrılar, vücudun uzun süre besinsiz kalması nedeniyle oluşabilir ve iftardan sonra çoğu zaman geçer. Ağrı çok şiddetli hale gelirse orucu bozma izni bulunur ve daha sonra kaza etmek gerekir.
Varis hastalığı olan birçok kişi, doktor onayı ve uygun önerilerle oruç tutabilir. Burada önemli olan, varis derecesi ve kişinin genel sağlık durumudur. Eğer şikâyetler hafif düzeyde seyrediyorsa ve doktor herhangi bir engel belirtmiyorsa, oruç tutmak genellikle mümkün olur.
Oruç ibadeti, insanı maneviyat açısından güçlendirebilir ve namaz kılmaya da teşvik edebilir. Namaz kılmayan bir kişinin oruç tutmasında herhangi bir engel yoktur. İslam’da namaz ve oruç, ayrı ayrı farz ibadetlerdir. Namaz kılmıyor olmak, oruç tutmayı geçersiz kılmaz.
Tin suresi, Kur’an-ı Kerim’in doksan beşinci sûresidir ve iniş sırasına göre yirmi sekizinci sûredir. Mekke’de nazil olmuştur. Toplam sekiz ayetten oluşur. Sûrenin adı, birinci âyette geçen “tîn” (incir) kelimesinden gelir. Bazı tefsir kaynaklarında “Ve’t-tîn” ismiyle de anılır.
Nefes darlığına sebep olan bir hastalığı bulunan kişilerin oruç tutması, rahatsızlığın derecesine ve doktorun görüşüne bağlıdır. İslam dini, ciddi sağlık sorunları için oruç tutmama kolaylığı sağlar. Tedavi sırasında oruç bozulursa kişi o günü daha sonra kaza eder.
Çölyak hastaları, gluten tüketmemesi gereken bireylerdir. Sağlık durumu elveriyorsa oruç tutmalarında bir engel yoktur. Önemli olan, mide ve bağırsak sağlığının yeterince iyi olmasıdır. Doktor, oruç tutarken uzun açlık süresinin kişiye zarar verip vermeyeceğini değerlendirir.
A’lâ suresi, Kur’an-ı Kerim’in 87. suresi olarak bilinir. Toplam 19 ayetten oluşur. Mekke döneminde indiği kabul edilir. İniş sırasına göre sekizinci sure olduğu ifade edilir.
Verem hastaları hastalıklarının seyrine göre oruç tutamayabilir. Verem hastalarının oruç tutup tutamayacağına karar verirken sağlık durumu önceliklendirilir. Verem, solunum yoluyla bulaşan ve uzun süreli ilaç tedavisi gerektiren ciddi bir hastalıktır. Tedavi süresince bağışıklık sisteminin güçlü olması önem taşır.
Mübarek kandil tarihleri takvim üzerinden takip ediliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2025 yılı dini günler takviminde kandil tarihlerine yer verildi. İslam alemi, yılın başında Regaip, Miraç ve Berat kandillerini eda etmişti. 1 Mart günü ise en faziletli aylardan Ramazan karşılanıyor. Bu yıl kandiller hangi tarihte? 2025 kandil tarihleri...
Cin Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 72. suresi olarak bilinir. Mekke döneminde inmiştir ve 28 ayetten oluşur. Adını, içeriğinde cinlerden bahsetmesinden almıştır. Özellikle cin topluluğunun Kur’an’ı dinlemesi ve ona iman etmesi konusunu işler. Onların bu suredeki sözleri ve davranışları anlatılır.
Adiyat suresi, Kur’an-ı Kerim’in 100. suresidir ve toplamda 11 ayetten oluşur. Adını ilk ayetinde geçen ve süratle koşan atları ifade eden “Âdiyât” kelimesinden alır. Mekke döneminde indirildiği kabul edilir ve nankörlük, mal hırsı gibi konulara dikkat çeker.
Ahzab suresi, Kur’an-ı Kerim’in 33. suresidir ve Medine’de indirilmiştir. Hendek Savaşı döneminde nazil olmuş olup Müslümanlara yönelik pek çok sosyal ve ailevi prensibi barındırır. İsmini, Hendek Savaşı sırasında Müslümanlara karşı bir araya gelen düşman toplulukları ifade eden “ahzab” kelimesinden alır.
Müzzemmil suresi Kur’an-ı Kerim’in 73. suresidir. Mekke döneminde inmiştir ve 20 ayetten oluşur. İsmini ilk ayetinde geçen “müzzemmil” kelimesinden alır. Müzzemmil suresinin okunuşu ve dinlenmesi, mümini gecenin sükuneti ile buluşturur. Böyle bir buluşma, manevi hisleri canlandırır. Aynı zamanda sabır, metanet ve teslimiyet duygularını besler.
Secde suresi, Kur’an-ı Kerim’in 32. suresi olup 30 ayetten oluşur. Mekke döneminde inmiştir ve ismini 15. ayetinde geçen secde emrinden alır. Bu ayette müminlerin Allah’a secde etmeleri vurgulanır.
Tekvir suresi, Kur’an-ı Kerim’in 81. suresidir. Mekke döneminde inmiştir ve toplam 29 ayetten oluşur. Adını ilk ayetinde geçen güneşin dürülmesi ifadesinden alır. Tekvir suresi, hem geçmiş toplumlara hem de günümüze evrensel mesajlar iletir.
Fecr suresi, Kur’an-ı Kerim’in 89. suresi olup Mekke’de inmiştir. Toplam 30 ayetten oluşur ve Mushaf tertibine göre 30. cüzün içinde yer alır. İsmini ilk ayetinde yer alan “fecr” (sabah vakti) kelimesinden alır. Bu sure, Allah’a kulluk ve ahirete hazırlık konusunda önem taşıyan kıssalar içerir. Müslümanlar tarafından faziletli kabul edildiği için sıkça okunur. Kıssalar ve öğütler hem ibret hem de ruhsal diriliş sağlar.
Furkan suresi, Kur’an-ı Kerim’in 25. suresi olup Mekke’de inmiştir. Toplam 77 ayetten oluşur ve hakla batılı ayırt etme anlamındaki “Furkan” ismini, ilk ayette geçen ifadeden alır. İçeriğinde inkarcıların Kur’an hakkındaki itirazlarına cevaplar verilir.
Müminun suresi, Kur’an-ı Kerim’in 23. suresi olarak bilinir. Mekke döneminde inen bu sure 118 ayetten oluşur ve ismini, ilk ayetinde geçen “el-Mü’minun” kelimesinden alır. Arapça metninde müminlerin övgüyle bahsedilmesine atıf yapar. İçeriği, iman edenlerin temel özelliklerini ve imtihan sürecinde yaşanan hadiseleri konu edinir.
İsrâ suresi, Kur’an-ı Kerim’in 17. suresi olup genellikle “Sübhân” ve “Benî İsraîl” adlarıyla da anılır. Toplam 111 ayetten oluşur. Mekke döneminde inmiştir; ancak bazı ayetlerinin Medine'de nazil olduğuna dair rivayetler vardır.
Oruçlu bir kişi istemeden kusarsa orucu bozulmaz. Midenin ansızın bulanması veya beklenmedik bir rahatsızlık nedeniyle oluşan kusma kontrol dışı olduğu için oruç geçerliliğini sürdürür.
Göz damlası kullanmak, oruç esnasında yeme veya içme olarak görülmediğinden orucu bozmaz. Diyanet kaynaklarında yer alan bilgilere göre gözden içeri giren damla miktarı son derece azdır ve besin veya su niteliği taşımadığı için oruçla ilgili yasaklar kapsamına girmez.
Balgam, vücudun kendiliğinden ürettiği bir salgı olduğu için oruç kuralları bakımından su veya gıda kabul edilmez. Bu nedenle balgam yutmak, dışarıdan bir şey yemek ya da içmek gibi değerlendirilmez.
Burun spreyi genellikle yeme-içme anlamına gelmediği için orucu bozmaz. İçeriğinde gıda niteliğinde bir madde yoktur ve alınış şekli de beslenme amacı taşımaz.
Oruçlu halde öpüşmek, tek başına orucu bozucu bir eylem değildir. Fakat bu yakınlık sırasında cinsel istek gerçekleşirse oruç bozulur ve daha sonra bir gün kaza orucu tutulması gerekir.
Krem sürmek, oruç tutan kişinin besin veya sıvı almasını gerektiren bir durum değildir. İbadet sırasında vücuda krem sürüldüğünde, bu krem genellikle deri yüzeyinde kalır ve çok az miktarda emilerek kana karışır. Ancak bu miktar, beslenme anlamına gelecek düzeyde kabul edilmez.
Ruj sürmek, tek başına orucu bozmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına göre yemek, içmek veya cinsel ilişki gibi eylemler orucu geçersiz kılar.
Tedavi amacıyla yapılan iğne genellikle orucu bozmaz. Çünkü oruç, yeme, içme ve cinsel ilişkiyle bozulur. Vücuda besin niteliğinde olmayan ilaçlar enjekte edildiğinde, bu yeme-içme yerine geçmez.
Parfüm kullanmak orucu bozmaz. İslam âlimlerine göre oruç, yeme ve içme gibi fiillerle veya belli durumlarla bozulur. Parfüm ise bu kapsamda değerlendirilmez.
Burun kanaması, orucun geçersiz sayılmasına neden olmaz. Bu kanama, kişinin isteği dışında gelişen bir durumdur ve yeme-içme fiiliyle ilgisi yoktur. Dinî kaynaklarda orucu bozan esas eylemler; kasıtlı şekilde yemek, içmek veya cinsel ilişki gibi fiillerdir.
Kulak damlası kullanımı orucu bozmaz. Çünkü kulağa damlatılan sıvının mideye ulaşması beklenmez ve bu işlem yeme-içme kapsamında görülmez.
Küfür etmek orucu bozmaz. Çünkü oruç, teknik olarak yeme, içme ve cinsel ilişki gibi fiillerle bozulur. Küfür etmek bu fiiller arasında yer almaz. Ancak küfür, İslam’da günah kabul edilen bir davranıştır.
Banyo yapmak orucu bozmaz. Çünkü oruç, yeme, içme ve cinsel ilişki gibi fiillerle bozulur. Temizlik amacıyla dıştan yıkanmak bu fiiller arasında yer almaz. Suyun mideye gitmemesi şartıyla yıkanma sırasında herhangi bir sorun oluşmaz.
Serum, damar yoluyla vücuda sıvı ve besleyici maddeler aktarılmasını sağlar. Oruç, belirli saatler boyunca yeme ve içme gibi bedeni besleyen tüm aktivitelerden uzak durmayı gerektirir.
Oruç esnasında tırnak kesmek orucu bozmaz. Bunun nedeni, vücuda dışarıdan herhangi bir madde girmemesi ve beslenmeye benzer bir eylem olmamasıdır.
Sakız çiğneme sırasında tatlandırıcı, aroma veya şeker gibi maddeler tükürükle çözünerek boğaza inme ihtimali oluşturur. Bu maddeler farkında olmadan yutulduğunda oruç bozulmuş kabul edilir.
Kolonya haricen kullanılan, yani deriye uygulanan bir maddedir. Oruç ise esasen yeme ve içme gibi eylemlerle bozulur. Kolonya sürmek veya koklamak, yemek ya da içmekle ilgili bir durum olmadığı için orucu geçersiz kılmaz.
Lazer epilasyon yaptırmak orucu bozar mı? Diyanet’e göre lazer orucu bozar mı? Lazer epilasyon orucu bozan durumlar arasında mı? Lazer ameliyatı orucu bozar mı? Lazer epilasyon ve ağda yaptırmak orucu bozar mı, kaza gerektirir mi? Lazer Oruç Bozar Mı? hakkında tüm soruların cevapların haberin detayında...
Saç boyamak, yeme-içme kapsamına girmediği için orucu bozmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarında orucu bozan haller, bilerek bir şey yutmak veya cinsel ilişki gibi sınırlı durumlarla belirtilir
Tırnak yutulduğunda vücut dışından bir madde mideye girdiği için orucu bozduğu kabul edilir. Geleneksel fıkıh anlayışında yemek ve içmek kavramı geniş yorumlanır, tırnak da bu kapsamda değerlendirilir.
Hacamat, vücuttan kan alma yoluyla yapılan bir tedavi uygulamasıdır. Çoğunluk âlimlere göre hacamat yaptırmak orucu bozmaz. Kimi rivayetlerde, “Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur” şeklinde bir ifade geçer. Ancak bu hadisin, geçmişteki yöntemlerde kanın ağızla çekilmesi yüzünden kan yutma tehlikesine dikkat çektiği ve orucun riske girebileceği anlamında söylendiği belirtilir.
Ağlamak, orucun bozulmasına neden olan fiiller arasında yer almaz. Yeme, içme veya cinsel ilişki gibi bedenin dışarıdan besin almasını gerektiren durumlar orucu bozarken, gözyaşı dökmek bu kategoride değerlendirilmez.
Misvak, oruçlu iken ağız temizliği için kullanılan geleneksel bir yöntemdir. İslam alimleri, misvakın orucu bozmadığı konusunda hemfikirdir. Çünkü misvak yemek içmek amacıyla kullanılmaz.
Oje sürmek orucu bozmaz. Oje, mideye giren bir madde olmadığı için oruçlu kişiye zarar vermez. Vücuttan içeriye besin veya sıvı girişine yol açmayan işlemler orucu geçersiz kılmaz. Bu konuda Diyanet kaynaklarında makyaj veya tırnak bakımı gibi dış uygulamaların orucu bozmadığı belirtilir.