Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail zalimin ta kendisidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) adaletsiz karar alma yapısı nedeniyle insanlığın ortak sorunlarına çözüm üretemediğini söyleyerek İsrail'e masum diyenlere de tepki gösterdi. Erdoğan, "Elinde nükleer silahlar, bombalar var. Nasıl masum oluyor? İsrail zalimin ta kendisidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen "TRT World Forum 2025"te konuştu.

Erdoğan konuşmasında, yaşanan her günün daha adil, kapsayıcı, kuşatıcı bir küresel sistemin inşasına duyulan ihtiyacı ortaya koyduğunu söyledi.

Savaşlar, çatışmalar, eşitsizlik ve adaletsizliklerin tüm insanlığın gündemini adeta işgal etmiş durumda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci Cihan Harbi'nin galipleri eliyle kurulan mevcut sistem, günümüzün gerçeklerine ve gerekliliklerine maalesef uymuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) adaletsiz karar alma yapısı nedeniyle insanlığın ortak sorunlarına çözüm üretemiyor. Çoğu zaman sorunlar da çözüm yolları da apaçık belli olduğu halde yer kürenin birçok yerinde masum insanlar ölmeye devam ediyor." diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye olarak, insanlığın kaderinin 5 ülkenin insafına terk edilemeyeceğini dile getirdiklerini ve bu sebeple "Dünya beşten büyüktür" dediklerini vurgulayarak, "En büyük insani krizlerde, en somut insan hakları ihlallerinde dahi karar almakta geciken sistemin, taze fikirlere, yeni katkılara ve elbette günceli yansıtan bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğu aşikardır. Son 2 yılda Gazze'de yaşananları hep beraber takip ettik. İsrail hükümeti 2 yıl boyunca tüm dünyanın gözleri önünde 20 binden fazlası çocuk olmak üzere 70 bin Gazzeliyi şehit etti. 170 binden fazla Filistinli kardeşimiz İsrail saldırılarında yaralandı." dedi.

"İSRAİL MASUM DEĞİL, ZALİMİN TA KENDİSİDİR"

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının sonuçlarına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Gazze'de neredeyse sağlam tek bir bina dahi kalmadı. Okullar, kiliseler, camiler, hastaneler kasıtlı şekilde bombalandı. Hala ne diyorlar? İsrail masum. Nasıl masum oluyor? Nükleer silah, en güçlü bombalar, istediği anda istediği gibi Gazze'yi vurma imkanı İsrail'de. Nasıl oluyor da masum oluyor? Dün işte bu başımıza geldi ve orada gerekenleri zaten söyledik. Tam aksine masum değil, zalim İsrail'in ta kendisidir. Elinde nükleer silahlar, bombalar var. Her nevi silah var. Kısa menzil, orta menzil, uzun menzilli silahlar var. Nasıl masum oluyor? Bunu yutmazlar. Hele hele Türkiye olarak biz bunu yutmayız."

"İSRAİL ŞU ANDA AÇLIĞI ÖLÜMCÜL BİR SİLAH OLARAK ÖZELLİKLE ÇOCUKLARA KARŞI KULLANDI"

Gazze'de yaşanan açlık krizine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"İsrail şu anda açlığı ölümcül bir silah olarak özellikle çocuklara karşı kullandı. Az önce perdede gördük. Deri kemik olan o yavruları gördük ve açlıkla bu yavrular terbiye ediliyor. İsrail'in yalana dayalı propaganda makinası karşısında hayatları pahasına sahadaki gerçekleri dünyaya duyurmaya çalışan 270 gazeteci katledildi. Filistinli gazeteciler sadece canlarını değil evlatlarını, az önce arkadaşlarımızın içinde bir tanesi kendisi hariç eşini, yavrularını orada kaybetti. Anne-babalarını da bu süreçte şehit verdiler. Üzülerek ifade etmek isterim ki bütün bunlar olurken küresel barış ve istikrarı korumakla görevli kurumlar katliamları durduracak, soykırımı engelleyecek, çocukların hayatlarını kurtaracak hiçbir adım atmadı."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel kurulun ezici çoğunlukla aldığı kararların bile güvenlik konseyindeki çıkar hesaplarına kurban edildiğini dile getirerek şunları ifade etti:

"Bunu anlamak, anlamlandırmak mümkün değil. Kardeşlerim, bakın burada şunu da belirtmek durumundayım. Gezi olayları sırasında İstanbul'a kamp kuran medya kuruluşları dahil uluslararası basın da aynı şekilde failleri özenle gizleyen habercilik diliyle Gazze'de sınıfta kalmıştır. Bir avuç medya organı ve cesur gazeteci dışında Gazzeli mazlumların sesini dünyaya duyuran olmadı. İnanıyorum ki uluslararası basın camiası bunun muhasebesini objektif bir şekilde geç de olsa yapacaktır."

"TÜRKİYE OLARAK BU KONUDA ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ"

Programın başında, Gazze'de şehit olan basın mensuplarının vasiyetlerini izlediklerini belirten Erdoğan, "İnşallah mahşeri vicdan Yahya Barzak'ın ve diğer 270 basın mensubunun hatırasına sahip çıkacak ve onların canları pahasına topladıkları deliller ışığında soykırım faillerinin hukuk önünde hesap vermesini sağlayacaktır. Türkiye olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Lahey adalet divanı başta olmak üzere bütün buralarda gerekli adımlar neyse bu adımları atmaya hazırız." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 yıllık zulmün ardından geçen haftalarda Türkiye'nin de destekleriyle Hamas ve İsrail arasında bir ateşkes anlaşmasına varıldığını, böylece Gazzelilerin ilk defa rahat bir nefes almaya başladığını dile getirerek şunları kaydetti:

"Hamas'ın anlaşmaya riayet konusunda titiz davrandığını görüyoruz. İsrail ise mutabakatı bozmak ve katliamlarına tekrar başlamak için adeta bahane arıyor. Fırsat kovalıyor. İşte önceki gün yine çoğu çocuk 100'den fazla Gazzeliyi şehit ettiler. İsrail'in ahde sadakat konusundaki berbat sicilini herkes biliyor. Dolayısıyla ateşkesin sürmesi, insani yardımın Gazzeli kardeşlerimize ulaşması ve Gazze'nin yeniden inşası safhasına geçilmesi ancak İsrail'in tüm bunlara zorlanmasıyla mümkün olacaktır. Türkiye, Gazze'nin bir an evvel ayağa kaldırılması için sadece elini değil tüm gövdesini taşın altına koymaya hazırdır. Biz dün olduğu gibi bugün ve yarın da Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacak ve iki devletli çözümü savunmaya devam edeceğiz. Son dönemde birbiri ardına gelen Filistin'i tanıma kararlarını bu bakımdan son derece önemli buluyoruz. Henüz bu kararı almayan ülkeleri de bugünden tezi yok harekete geçmeye ve Filistin Devleti'ni tanımaya davet ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak yalnızca Gazze'de değil yaşanan her insani krizde inisiyatif aldıklarına dikkat çekerek, "Dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı'nın adil ve kalıcı bir barışla çözümü için ilk günden itibaren sorumluluk üstlendik. Hem Sayın Putin hem de Sayın Zelenski ile yaptığımız görüşmelerde ilk etapta ateşkes ve devamında kalıcı barışın sağlanması için her türlü desteği vermedeki kararlılığımızı ifade ettik. Umuyorum ki yakın gelecekte taraflar arasında bir orta yol bulunacak, iki komşu halkın yeniden yan yana, barış içinde yaşamasının önü açılacaktır. Türkiye bunun için her türlü katkıyı sunmaya devam edecektir." şeklinde konuştu.

SUDAN'DA YAŞANAN KATLİAM

Somali ile Etiyopya arasında büyük bir krizde dönüşme potansiyeli taşıyan anlaşmazlıkların çözümüne de yardımcı olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kardeş ülkelerimiz, Afganistan ve Pakistan arasında geçtiğimiz haftalarda patlak veren krizin aşılmasında da başat rol oynadık. Milli İstihbarat Teşkilatımızın yürüttüğü arabuluculuk çalışmaları, ülkemize duyulan güvenin bir tezahürü olarak kısa sürede meyvelerini verdi ve taraflar arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı. Bu anlaşmanın kalıcı hale gelmesini canıgönülden arzu ediyoruz.

"HİÇBİR ÜLKENİN KENDİSİNİ SINIRLARI İÇİNE HAPSETME LÜKSÜ YOKTUR"

Şunu bütün kalbimle, bütün samimiyetimle ifade ediyorum: Günümüz dünyasında artık hiçbir ülkenin kendisini sınırları içine hapsetme lüksü yoktur. Coğrafi bakımdan hiçbir ülke için yanı başındaki, bölgesindeki sorunlara bigane kalma gibi bir seçenek söz konusu değildir. Bugün ister Gazze olsun ister Afganistan olsun isterse Sudan olsun, masumların ölümüne 'Bunlar bizim sorunumuz değil.' diye bakanlar, açık söylüyorum, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını bir şekilde öğrenirler."

Son günlerde Sudan'dan gelen dehşet verici görüntüleri hem gazeteci hem de birey olarak katılımcıların takip ettiğine inandığını belirten Erdoğan, "Kuzey Darfur'un başkenti El Faşir'de sivil halka yönelik katliamları vicdan sahibi hiç kimse kabul edemez, buna sessiz ve kayıtsız kalamaz. Türkiye olarak El Faşir şehrinde sivillere karşı işlenen zulümleri en güçlü biçimde lanetliyoruz. El Faşir şehri ve çevresindeki saldırıların sona erdirilmesi, masum sivillere yönelik katliamların derhal durdurulması gerekiyor. Biz, bu konuda kardeşlik hukukumuzun gereği neyse samimiyetle, açık yüreklilikle onu yerine getirmeye hazırız. Yeter ki kardeş kanı akmasın, yeter ki masum çocuklar, kadınlar ve siviller öldürülmesin. Siz basın mensuplarımızdan da Sudanlı kardeşlerimizin dramını dünyaya duyurarak bu mücadeleye omuz vermenizi bekliyorum." diye konuştu.



Haber Kaynağı